Likopen Nedir?
Domatesteki mucizeleri keşfedin
Türk insanının en çok tükettiği sebzelerden olan domates, sağlıklı yaşam için vazgeçilmez
bir besin… Akdeniz diyetlerinin baş tacı olan domatesteki en önemli antioksidan olan
likopenden daha çok yararlanmak gerekiyor. Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak
Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, “Domatesin pişirilmesi likopenin
vücuda daha iyi alınmasını, bağırsaklarda daha iyi emilmesini sağlar. Salça gibi, diğer
domates ürünleri de (domates püresi, domates suyu, ketçap) yüksek oranda likopen
barındırır. Zaten yapılan araştırmalar gösteriyor ki; emziren anneler domatesin kendisini
değil domates ürünlerini yediğinde anne sütlerinde bulunan likopen konsantrasyonu
artıyor” diyor.
Domates, sağlıklı yaşam denilince ilk akla gelen besinlerden biri… Akdeniz diyetinin
vazgeçilmez bir parçası olan bu sebze, kilo yönetimini de oldukça kolaylaştırıyor. Orta boy bir
domates en fazla 25-30 kalori veriyor. Bu nedenle Akdeniz yemeklerinde domates ve domates
salçası olmazsa olmaz olarak görülüyor. Beykoz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, glisemik indeksli olan domatesin kilo yönetimini
kolaylaştırdığını vurguluyor. Saygı, “Domates, sağlıklı Akdeniz diyetinin önemli bir parçasıdır.
Birçok Akdeniz yemekleri ve tarifleri domates veya domates salçası gerektirir. Akdeniz diyetini
yakından izleyen kişilerin kalp hastalığı ve kanserden kaynaklanan ölümlerde daha düşük
oranlara sahip olduğu bilinmektedir” diyor.
Likopen deposu
Domatese kırmızı rengini veren likopen de tam bir mucize… Antioksidan özelliği betakarotenin
iki misli olan likopen, domates ve domatesten elde edilen çeşitli ürünlerde başta olmak üzere,
kurutulmuş kayısı, kuşburnu, pembe greyfurt ve karpuzda da bulunuyor. Bu meyvelere kırmızı
rengini de veren likopenin insan vücuduna faydasının artırılması da domatesin tüketim şekliyle
yakından ilintili… Prof. Dr. Birol Saygı domatesteki likopenden daha fazla nasıl
yararlanılabileceği sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Likopen suda çözünmüyor ve hücre içinde
bitkisel liflere bağlı durumda bulunuyor. Bu yüzden domatesin yemek için hazırlanması
(parçalanması, yağ ile karıştırılması, pişirilmesi) likopenin vücut tarafından kullanılabilirliğini
artırır. Likopen yağda çözündüğü için yağ onun sindirim sistemi tarafından emilmesini büyük
ölçüde artırır.”
Antioksidan zengini
Likopen aynı zamanda güçlü bir antioksidan… Ancak, insan metabolizması bu molekülü
üretemiyor. Bu nedenle domates gibi likopen içeren besinler önem kazanıyor. “Isıl işlemler
sonucu domatesin içindeki likopen maddesi arttığı için, domates ürünleri çiğ domatesten daha
iyi likopen kaynağı” diyen Saygı, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Domatesin iç kısmı daha yüksek glutamik asit seviyelerine sahip. Domatesin pişirilmesi
likopenin vücuda daha iyi alınmasını, bağırsaklarda daha iyi emilmesini sağlar. Salça yaparken
domatesin pişirilmesi, besinin hücre duvarının bozulmasına ve pişirme işlemleri ile ezilirken
daha çok miktarda likopenin salınmasına sebep olur. Salça gibi, diğer domates ürünleri de
(domates püresi, domates suyu, ketçap) yüksek oranda likopen barındırır. Çünkü ısıl işlem
daha fazla likopen demektir. Zaten yapılan araştırmalar gösteriyor ki; emziren anneler
domatesin kendisini değil domates ürünlerini yediğinde anne sütlerinde bulunan likopen
konsantrasyonu artıyor. Yani pişirilmiş domates ürünleri emziren anneler için daha faydalı…”
Vitamin ihtiyacına destek!
Domates yalnızca likopeni değil başka antioksidanları da içeren bir besin. Prof. Dr. Birol Saygı,
bu konuda şu bilgileri veriyor: “Domates, yüksek güçlü üç antioksidanın hepsini içerir. Bunlar;
beta-karoten (vücutta A vitamini aktivitesine sahip olan), E ve C vitamini. Ayrıca, domates ve
domates ürünleri folik asit bakımından da zengindir. Günde 1 orta boy domates yiyerek C
vitamini günlük ihtiyacın yüzde 15-20’si, A vitamini ihtiyacının yüzde 10’u karşılanabilir.”
İşte domatesin faydalarıyla ilgili bilinmesi gereken bazı noktalar:
• KAROTENOİD ZENGİNİ: Domates dört ana karotenoid ( içerir; alfa ve beta-karoten, lutein
ve likopen. Bu karotenoidler bireysel yararlara sahip olup ayrıca bir grup olarak sinerjiye
de sahiptirler. Yani, sağlık yararları sağlamak için etkileşime girerler. Özellikle domatesler,
tüm karotenoidlerin en yüksek antioksidan aktivitesine sahip olduğu düşünülen müthiş
miktarda likopen içerir. Domates, zeytinyağı gibi daha sağlıklı yağlarla birlikte yenildiğinde,
vücudun domateslerdeki karotenoid fitokimyasalları emmesi, iki ila 15 kat
artabilmektedir.
• KABUKLARIYLA TÜKETİN: Domates kabukları, domateslerde bulunan karotenoidlerin
yüksek konsantrasyonda bulunmasına katkıda bulunur. Bağırsak hücreleri tarafından
absorbe edilen karotenoidlerin miktarı, domates kabukları ile karşılaştırıldığında domates
kabukları ile zenginleştirilmiş domates salçasında çok daha yüksektir. Domates derisi aynı
zamanda flavonollerin (kersetin ve kaempferol içeren başka bir fitokimyasallar ailesi) de
tutar. Bu nedenle, domateslerin sağlık özelliklerini en üst düzeye çıkarmak için, derisi ile
tüketin.
• YÜKSEK POTASYUM İÇERİR: Domatesler potasyum yönünden zengindir. Potasyum,
çoğumuzun yeterince alamadığı bir mineraldir. Bir bardak domates suyu 534 miligram
potasyum içermektedir. Domates ayrıca lif zengini bir besindir. Bir adet orta boy
domateste ortalama 1 gram lif bulunur.
• BİYO-KORUYUCU: Domates, çok güçlü antioksidan etkiye sahip bir biyo-koruyucudur. Pek
çok kimyasal reaksiyonda yer alan likopen, C ve E vitaminlerinin antioksidan
aktivitelerinde destekleyici ve güçlendirici yarar sağlar.
• HEM MEYVE HEM SEBZE: Eğer bir botanikçi ile konuşursanız size domatesin bir meyve
olduğunu söyleyecektir; çünkü domatesin içinde tohumlar vardır. Fakat bahçecilik ile
uğraşan birisi, domatesin sebze olduğunu ve meyveler gibi ağaçta yetişmediğini
söyleyecektir. Aslında söylenen her iki cevap da doğrudur; domates hem meyve hem de
sebzedir.
Kaynak
https://www.beykoz.edu.tr/